14 Şubat 2013 Perşembe

Dantel Kerebiç:FESLİKAN

 Fesleğenler kokmuyor artık. Sinekli Akdeniz sıcağının kiremitsiz yoksul damlarında; katarken uykuya düşleri, fesleğenler kokmuyor artık…
Tek katlı , badanalamaya yetişilemeyen beton evin, gölgeli yanından çıkan korkuluksuz merdivenlerinde dizili , teneke kutular. Bitkinin tenekede yetiştirileni makbul.
Pembeden maviye ortancalar, rengini daha çok belletsin diye dikilir (demir) tenekelere.Margarinlerin insanları obez yapmadığı yıllarda, “Vita” tenekeleri dizi dizi merdiven katlarında.Bir ortanca bir fesleğen, iki fesleğen bir ortanca…

Sabahları erkenden uyanır.Döşeğinden doğrulurken , tepesine ilmek ettiği –sürüsüyle- örgülü saçlarına , beyaz tülbentini arar...Bizim oralarda yazmayı, iğne oyalısından mekiklisine genç kızlar takar.Gelinlerinki pek şıngırtılıdır Yuvarlak örülmüş tüle işlenmiş, saçları göstermelik eden boncuklar ; yeni evlenen kadınların gece güzelliklerini sokar, dostun düşmanın gözüne.
“Tahir gızı” diye bildim hep, Havva olan adını.Sonsuza değin kömür karası saçlarını- örgüsünü hiç açmazdı. Ahırın gerilerinde , peştamalı kerpiç duvara kalkan edip su dökündüğünde de açmadı.Bir tek debelenirken gördüm; kaymış tülbentinin ardında, taşlıkta:
_” Kolonya getiriinnn…”
_”Mahsus yapıyor; ilgi çekmek için bu debelenmesi…”
_”Ağzı kenetlenmiş!.. Bacakları kaskatı!...”
_”Dokunmayın, yana çevirin; kusmuğunda boğulacak!”
Çıtçıtı horoz kemiğine dayanmış, çiçekli pazen göyneğini açtılar….
İlk o zaman sevdim O’nu. Çaresizliğini, kendini anlatamamasını, hayattan gülmemişliğini,..sevdim.

Pek iş bilmezdi. Elinden ne gelirse…En çok kınalı kuzusunu , kuşluk vakti memelerini okşayarak sağdığı ineğini bir de çiçekleri- fesleğenlerini severdi.
“Feslikan gölge ister kızım. Suyunu bol vermicen.İyi bakarsan sümbül pembesi çiçecikler bile açar yavrucaklarım.Üstünde kurumuş tohumlara da ellemicen. Nisan’da bahçaya ekersin, Mayıs’ta da tenekeye.Sonraaa , ister dolmaya koy veya salataya, istersen de otur seyret…Seyreltip halangillere de dikerim yaz başı. Elime mi yapışacak! Teneke desen bol..”
X x x
Çok sevildiğimi hissettim hep…Çocukluğumun bayram gezmelerinde; ardımızdan döktüğü sularda, “Sular seller gibi tekrar gelin e mi? “ tekerlemesinde, yanımıza kattığı fesleğen tenekelerinde…
Keşke, O da bilseydi çok sevildiğini. Yüzü sahiden gülebilseydi. Yanacıklarının içine kaçmış kapkara gözleriyle her baktığında; kuş olsun, çiçek olsun istediğimi…
Bebecikten evlendirmişler.Üç oğlan iki de kız.Neyse okudu da büyüğü, baktı dar günlerinde.Ellerine her kuruş geçtiğinde, en haylazına giderdi paralar.Ne mutfağı oldu ne bir masası …Nerdeee çamaşır makinası! Kızla gelin de elinden tutmasa,..Dar olmuştur şimdi oralar…

Nefes alamıyordu. Kaç kez söylendi: “ Yanında içilmeyecek o meret!” Yemek ye, televizyon seyret, yat uyu. Hepsi sobalı odada.Artık inekler de yok fesleğenler de.

Geceler Akdeniz’de bile sıcak değil artık. Çocukluğumun evlere sığamadığımız sıcaklığından, damlara döşek sermiyoruz. Çişim geldiğinde uyku arasında; gaz lambasının titrek ışığıyla, fesleğen tenekelerini belleyip merdivenlerden inmiyoruz.Ahırın köşesindeki kanalizasyonsuz oyuğa çişimi dökmeye yengem götürmüyor beni…
Feslikanlar kokmuyor artık……..

6 yorum:

BAŞIBOZUK dedi ki...

Ben bu vitalı fesleğeni de yazan danteli de seviyom..

Adsız dedi ki...

TAŞ KİRPİ KEREBİÇ dedi ki..

boğazıma düğümlendi sözcükler yutkundum..elime akmadı bu yüzden..

BAŞIBOZUK dedi ki...

Pammığım bak müzeye gidecek vita kutusuna photoshopla fesleğen diktim senin için..eyi günlerde kokulu,nostaljik bir yazı olmuş...arkası gür gelir inşallahım...yannıs çok reca etcem daha kısa olsun,sürümden kazanalım diyomm..:))edebiyatın içine eden olamaz olasıca editiye

CARMEN dedi ki...

Böyle yazarsan ,çoook yaşaman lazım çoook...Bende şahit olmalıyım:)))Kokusu burnumda ...

Adsız dedi ki...

Bunca yıl sonra , fesleğenlerimle karşılaşmak ne iyi geldi . Canım Kerebiçlerim🙏🏽

Adsız dedi ki...

Tabii ki Pambık’ınız Dantel Kerebiç💜